edge

(English - Japanese)

エッジ、縁(ふち)、岩角(いわかど)、際(きわ)、側(はた)、端(はし)

edge

(English - Turkish)

kenar; avantaj; aksi; ağız; bilemek; endişeli; hudut; iğrendirmek; kenar sırt bıçak ağzı; keskinletmek; keskinlik; sinirlendirmek; sinirli; yaklaşmak; yanaşmak; kenar yapmak; keskin kenar; keskinleştirmek; kesit; kıyı; sokulmak; şiddet; üstünlük; yan yan gitmek; yavaş yavaş ilerletmek





Translate from:Translate to:
Translating