blue

(English - Turkish)

mavi; açık saçık; deniz; müstehcen; sınav; tutucu; çivit; canı sıkkın; çarçur etmek; çürümüş; har vurup harman savurmak; hüzünlü; keyifsiz; mavi yapmak; maviye boyamak; morali bozuk; morarmış; muhafazakar partili





Translate from:Translate to:
Translating